Siyah-beyazlı takımın baş antrenörü Lorenzo Micelli, bu sezon için belirledikleri hedefler, Sultanlar Ligi’ndeki rekabet ve son dönemlerde Türk ve İtalyan voleybolunun yükselişi hakkında AA muhabirine değerlendirmeler yaptı. İtalyan teknik adam, takımının şu ana kadar ulaştığı başarıların memnuniyet verici olduğunu belirterek, “En iyi yönlerimiz neler? Sınırlarımız nerede? Gelişmemiz gereken noktalar hangileri?” gibi sorular üzerinde düşünme fırsatı bulduklarını ifade etti. Lig başlangıcını başarılı bulduğunu vurgulayan Micelli, “Fenerbahçe, VakıfBank ve Eczacıbaşı gibi büyük takımların aralarında ciddi farklar var. Rekabet düzeyi oldukça yüksek ve başka takımlarda da çok sayıda kaliteli oyuncu bulunuyor. Bu nedenle lig oldukça zor. Akıllıca hareket etmemiz lazım, kazanma şansımız varsa son ana kadar beklemenin bir anlamı yok. Daha iyiye gitmemiz gerekiyor, şu an yaptığımız çalışmalara devam etmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Şu anda ligdeki sıralamalar hakkında konuşmanın erken olduğunu belirten Micelli, “Takımda bir sistem oluşturmaya başladık. Takıma katıldığımda, bu takımın play-off’a ulaşabilecek bir yapıda olduğunu düşünmüştüm ama bu sezonun zorlu geçeceğini biliyorum. Hedeflerimize ulaşmak için mücadele vereceğiz. Rakiplerimiz son derece rekabetçi. Bireysel oyuncu gelişimi şu anda ikinci planda kalacak çünkü öncelikli olan kazanmak. Play-off’a ulaşmak, bu sezon bizim için ligi kazanmak anlamına gelecek.” dedi.
Başantrenör, siyah-beyazlı takımın başında olmaktan duyduğu gururu da ifade ederek, “Bu sezon hedefimiz play-off’a çıkmak. Sezon boyunca bulunduğumuz pozisyonun daha da üzerine çıkmaya çalışacağız. Diğer takımlarla kıyaslama yapmak önemli, çünkü biz ligde yalnız değiliz. Play-off hedefimize ulaşmak, bu yıl için ligdeki en büyük amacımız. Bütçemizle en iyi kadroyu oluşturmaya gayret ettik. Takımda her oyuncu ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve bizler arasında pozitif bir kimya oluşturmalıyız.” dedi.
Micelli, “Voleybol branşı her zaman kulüplerin birinci önceliği olmuyor” diyerek, siyah-beyazlı ailenin önemli bir parçası olduklarını dile getirdi. Geçen sezon Olympiakos’ta elde ettikleri başarıları hatırlatan teknik adam, “Estonya, Bulgaristan ve İsveç milli takımlarında geçirdiğim sürelerin ardından belki dinlenmeye ihtiyacım vardı. Yunanistan’da geçirdiğim zamanlar güzeldi. Olympiakos, farklı branşlardan oluşan bir takımdı; Beşiktaş’ta bunu görmek benim için çok değerli. Beşiktaş, Avrupa’nın en kıymetli kulüplerinden biri. Bu teklifi aldığımda ‘Burada olmalıyım’ dedim ve kabul ettim.” dedi.
Sultanlar Ligi’ne dair görüşlerini paylaşan Micelli, “Rakiplerin kadrolarına baktığınızda, rekabetin oldukça üst seviyede olacağını görebiliyorsunuz. Hiçbir oyuncunun yedekte oturması söz konusu değil, hepsi takıma önemli katkılarda bulunacak seviyede.” yorumunda bulundu. “Takımlar sezon sonunda ilk 8’de yer almak için savaşacaklar bu nedenle çok güzel bir rekabet olacak.” diye ekledi.
Taraftarların takıma olan ilgisini övgüyle karşılayan Micelli, “Beşiktaş, futbol ve basketbol maçlarına da katılıyor; taraftarlar her alanda bizi destekliyor. Onların bize duyduğu bağlılığı hissedebiliyoruz.” dedi. Takımın maçlarında elde edilen mücadelenin taraftarlar tarafından takdir edildiğini vurgulayan Micelli, “Kaybetsek bile mücadeleden vazgeçmek benim için bir seçenek değil.” şeklinde belirtti ve son olarak “Fenerbahçe’ye karşı kaybettiğimiz maçta derbi ruhunun getirdiği ağır bir yenilginin beklentisini de şunu biliyorum; taraftarlar bizim belli bir sınırımız olduğunu kabul ediyor.” diye konuştu.
İtalya ve Türkiye voleybolunun dünya genelinde öne çıktığını ifade eden Micelli, “Bu iki ülkenin lig organizasyonları, diğer ülkelerle kıyaslandığında son derece yüksek bir seviyede. Eğitimli oyuncular ve tecrübeli antrenörler bir araya geliyor; bunun sonucunda da voleybolda harika başarılar elde ediliyor.” dedi. “İtalya ve Türkiye’de nasıl oynadıklarını görmek her yön için çok zorlu.” diyerek sözlerini sürdürdü.
Milli takımlar arasındaki rekabetin varlığına dikkati çeken Micelli, “Türkiye-İtalya finalini karışık duygularla izledim. Benim için bu bir duygu karmaşasıydı. Sonuçta iki tarafın da kaybedeceğini bilmek üzücüydü ama sporcuyken teknik odaklı kalmaya çalışıyorum.” dedi.